Twitter: @YoneyHurol
Yugoslavya, 1990’larda büyük savaşlar ve
acılar çekmiş, kısa bir şekilde tanımlanması kolay olmayan sevinçleri ve
hüzünleri barındıran coğrafya. Tüm bunlara rağmen ülkemizde özellikle 1980’ler
ve 1990’lara tanıklık etmiş nesilde Yugoslavya-spor bağlantısında akla ilk
gelen kelime elbette ki basketbol olacaktır. Avrupa şampiyonalarına damga vuran
takımları, yaş ortalaması bakımından NCAA oyuncuları ile yakın olunca ABD,
Vlade Divac’ın “Once Brothers” belgeselinde belirttiği gibi durumu görmezden
gelemeyip oyuncu gözlemcileri yollamaya başlamıştı. Bu aynı zamanda kulüp
takımları bazında 1 numaralı kupaya damga vurdukları bir dönemi işaret
ediyordu. Peki bu 1980’ler ve 1990’ların başlarına kadar olan dönemdeki
hanedanlığı sağlayan ilk kıvılcım ne zaman ve hangi kulüp tarafından atıldı?
İşte bu sorunun sorunun cevabı KK Bosna tarihinin içinde yer alıyor.
BOGDAN TANJEVİC'İN DEVRALDIĞI TAKIM
BOGDAN TANJEVİC'İN DEVRALDIĞI TAKIM
1951 yılında kurulan KK Bosna, bunu takip
eden 20 yıllık zaman dilimi içinde büyüme ve yapılanma sancıları çekerken, bu
dönemde Bosna Hersek bölgesel liginde yer aldılar. Bu zaman dilimini bir bakıma
ülke basketbolunun kronolojik sürecinin küçültülmüş bir örneği olarak
betimleyebiliriz. Tabii bu yapılanma ve inşa dönemi de bir isim için çok
öğretici oldu. Kariyerinin henüz başında olan ve 24 yaşında oyunculuk kariyerini
noktalayan Bogdan Tanjevic 1971 yılında takımı devralır ve 1971-1972
sezonunda KK Bosna artık Yugoslavya 1. Ligi’ne yükselmiştir. Oyunculuktan
hocalığa geçişin ilk yılında şampiyonluk kazanması bakımında Zeljko Obradovic’e
(Partizan 1991-92) ne kadar benziyor değil mi?
GLADYATÖRLER ARENASINA İLK ADIM
TECRÜBE SORUNU ÇEKMEDİLER
Tabii bu aşamada akla gelen ilk nokta
tecrübe konusunda soru işaretleri olsa da, onlar şampiyon oldukları sezonda
Koraç Kupası finalini Partizan ile oynayıp 110-107 kaybetmişlerdi. Bu kupada
Yugoslav egemenliğinin olduğu bir dönemde onlar da unvan maçında yerini aldı. O
yıllarda Euroleague’e sadece ülke şampiyonu katıldığından dolayı 2 ve 3 numaralı
kupalar da şampiyon takım kalibresinde ekiplerle doluydu. Dolayısıyla KK Bosna
ilk defa katıldığı Euroleague arenasında aslında çok da tecrübesiz bir takım
değildi. Artı yaşı ilerleyen ana iskelet ülkesinin milli takımında da boy
göstermeye başlamış ve buradaki oyuncularla ilk defa karşılaşmıyordu.
SİYASİ ETKENLERDEN DOLAYI, YABANCILARI YOKTU
Bu ilk sezonunda KK Bosna kadrosunda yabancı oyuncu bulundurmayan ekiplerden biriydi. Benzer pozisyonda olup Kupa 1’de zirve mücadelesi verme segmentindeki diğer ekiplerden biri de Rus CSKA Moskova’dan başkası değildi. Dönemin siyasi konjonktürünün de bunda baş etken olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. O zaman statüye göre 4 takımlı 6 gruptan çıkan birinciler (bazı gruplarda 3 takım da olabiliyordu) çift devreli lig usulü ile “Final Grubu”’nu oluşturuyordu. Sıralamada ilk ikide yer alan takımlar da tarafsız bir sahada final maçını oynuyordu.
REAL MADRİD'İ 114-109 YENDİLER
Bu final grubunda çok önemli kulüpler
vardı. Varese, Real Madrid ve Maccabi Tel Aviv o dönemin lokomotif takımları
olurken, 1980’ler ve 1990’ların ortalarına kadar Barcelona’nın önünde şehrin
basketbol simgesi olan Badalona ve yerli oyuncu çekirdekli Olympiakos vardı.
Oynanan 10 maç sonunda 7 galibiyet ile zirveye yerleşen takım, bu yolda son
şampiyon Real Madrid’i 114-109 geçip gözdağı vermekteydi.
Finaldeki rakip ise İtalyan Varese
takımıydı. Takım efsanesi ve 1991’de FIBA şöhretler karmasına giren 2.03’lük
beyaz Amerikalı Bob Morse ve F/G Charlie Yelverton’un sürüklediği takım,
aslında temelleri Yugoslav basketbolunun atası olan profesör Nikolic tarafından
atılmıştı. Bu, dönemine göre öyle sağlam ve öyle baskın bir temel oldu ki,
Varese 1970’li yıllarında tamamında final oynayıp bunların beşinde mutlu sona
ulaştı. Kesinlikle ve kesinlikle dönemler arası kıyaslama yapmaksızın şapka
çıkarılacak bir başarı hikayesiydi.
FİNALDE VARESE'YE KARŞI MUAZZAM ZAFER
5 Mayıs 1979’da Fransa’nın Grenoble
kentinde oynanacak final maçında tecrübesinden dolayı Varese bir adım öndedir.
Lakin o gün kupa tarihinin en epik ikili (duo) performanslarından biri KK Bosna
tarafından gelecektir. İlk yarıyı Bosna 45-43 önde kapatır, ikinci yarı boyunca
üstünlüğü sürdüren takım sonlara doğru 90-77 ile farkı on beş sayı bandına
kadar çeker. Varese alan savunması ile farkı 3 sayıya indirse de, 96-93’lük
skor Yugoslav basketbolu tarihinde bir ilk olmuştur. O yıllara kadar Saporta ve
Koraç kupalarını kazanan ve kulüp takımları 1972 yılında Eurolegue finali
oynayan Split ile zirveye yaklaşsa da bir sayıyla yine Varese’ye kaybetmişti.
Zarko Varajic’in kaydettiği 45 sayı halen finaller rekorudur. Mirza Delibasic de 30 sayıyla oynar. Bu ikilinin toplamdaki 75 sayısı da finaller rekoru olarak halen geçerliliğini korumaktadır. Öyle ki Morse’un 30 ve Yelverton’un 27 sayılık performanslarını sönük bırakacak kadar büyük ve ülke basketboluna direkt olumlu anlamda adrenalin etkisi yapacak bir başarıdır bu. Partizan’daki Dalipagic – Kicanovic’in Bosna’daki muadili bu ikiliydi.
Zarko Varajic’in kaydettiği 45 sayı halen finaller rekorudur. Mirza Delibasic de 30 sayıyla oynar. Bu ikilinin toplamdaki 75 sayısı da finaller rekoru olarak halen geçerliliğini korumaktadır. Öyle ki Morse’un 30 ve Yelverton’un 27 sayılık performanslarını sönük bırakacak kadar büyük ve ülke basketboluna direkt olumlu anlamda adrenalin etkisi yapacak bir başarıdır bu. Partizan’daki Dalipagic – Kicanovic’in Bosna’daki muadili bu ikiliydi.
Yabancı kaynaklardaki terminoloji de
“aftermath” olarak da adlandırılan bu bölüm, şampiyonluk sonrası takımın ve
oyuncuların ne yaptığını içeriyor. Ülkesine ilk Avrupa Şampiyonluğu'nu getiren
KK Bosna, 1980 ve 1983’de iki kez daha Yugoslav Ligi’nin şampiyonu oldu.
Bilhassa Drazen Petrovic’li Sibenka ile oynanan 1983 finalinde kural hatası
nedeniyle tekrarına karar verilen maça çıkmayan Sibenka’nın bu kararı neticesinde
son önemli başarılarına ulaştılar ki, o tartışmalı maça bakmaksızın takımın o
yıl hakkını vermek gerekir.
Koç Tanjevic ise 1980 şampiyonluğundan
sonra takımdan ayrıldı. 1981 Eurobasket finali oynayan Yugoslavya’nın başında
yer aldıktan sonra 1982 yılından itibaren 18 yıl sürecek İtalya macerasına
başladı. Son dönemlerinde çok eleştirilip gelişmelere ayak uyduramadığı sıkça
söylenen Tanjevic, 1990’larda Bodiroga ve Fucka gibi isimleri şekillendirip
basketboldaki boy ve pozisyon algılarını değiştirdi. Tanıdık isimler arasında
ülkemizde kulüp ve milli takımlar düzeyinde antrenörlük de yapan Nihat İzic’i
de görüyoruz. 1980’lerde yolu TBL’ye düşen İzic, Galatasaray ile iki lig
şampiyonluğu yaşadı. 1957 doğumlu Sabid Hadzic ise 1985-1986 yılında Eczacıbaşı
forması giyerken, 2007-2008 sezonunda Antalya Kepezspor’u çalıştırdı.
ŞAMPİYON PESİC...
ŞAMPİYON PESİC...
Birinci lige çıkan kadroda da yer alan
Pesic (soldaki fotoğraf), şampiyonluk sonrası 30 yaşında oyunculuk kariyerini bitirdi ve 1982
yılında takımın başına geçip ilk sezonunda Yugoslavya şampiyonluğu yaşadı. Bir
başka Obradovic ve Tanjevic benzerliği daha. 1987 yılında Alman Milli Takımı’nı
devralan çalıştırıcı, orada da 1993 Avrupa Şampiyonluğu yaşarken, 2003'te de Barcelona ile Euroleague kupası kaldırdı. Şu anda Bayern Münih’in başında
olan Pesic, altyapı ve A takımda dünya
şampiyonluğu yaşamış tek isim (1987 U-19 Gençler ve 2002 Dünya Şampiyonası).
Finallerin rekortmeni Zarko Varajic ise
şampiyon kadro içinde KK Bosna’da basketbolu bırakan en önemli isim oldu. 1984
yılında basketbolu bırakan oyuncu, son sezonunda takıma bir de Yugoslavya
Kupası’nı armağan ederken, 1977 Eurobasket şampiyonu milli takımın da üyesiydi.
Radovanic de 1983 şampiyonluğundan sonra takımdan ayrılıp Fransa yolunu
tutarken, 1980’in altın madalyalı, 1984’ün de bronz madalyalı Olimpiyat
takımında yerini alıyordu.
Şampiyon kadronun 1960'lı genci
Shabadun Bilalovic’i ise dağılan Yugoslavya sonrası 1993 Avrupa
Şampiyonası’nda ülkesi Bosna Hersek adına oynadığı maçlar neticesinde en skorer
oyuncu olarak görüyoruz.
DELİBASİC VE TÜMÖR...
Mirza Delibasic, Bosna Hersek’in bir numaralı basketbol efsanesi, 1980 sonrası Avrupa devi Real Madrid’in yolunu tuttu. Orada üç sezon oynayan efsane, 1982’de ACB şampiyonluğu yaşayıp 1983’de Dalipagic ile ikili oluşturmasına karşın, 29 gibi çok erken sayılabilecek bir yaşta hayatını tehdit edecek bir beyin tümörü vakasından dolayı basketboldan kopmak zorunda kalırken, 2001 yılında hayata gözlerini yumdu. Onun ve Dalipagic’in Real Madrid’e transferi hiç şüphe yok ki Drazen Petrovic’in İspanyol ekibine gelmesinin önünü açtı. Onu anlatmak tek bir paragrafla bitirilecek bir iş değil. Oyuncuyu tanıtıcı ayrı bir yazı kaleme alınmalı.
İLK TUĞLAYI KK BOSNA KOYMUŞTU
Partizan, Split, Kızılyıldız, Cibona Zagreb bu dört ekip Yugoslav basketbolunda öne çıkmış olabilir. 1984-1992 yıllarını kapsayan dönemde 6 Euroleague şampiyonluğunu getirseler de onlar adına Kupa 1’deki yolu açan ve ilk tuğlayı koyan takım KK Bosna’dır. Bir başka deyişle KK Bosna’nın 1979 şampiyonluğu, Yugoslavya’nın altın neslinin gelmesi adına duyulan ilk ayak seslerinden biridir.
Mirza Delibasic, Bosna Hersek’in bir numaralı basketbol efsanesi, 1980 sonrası Avrupa devi Real Madrid’in yolunu tuttu. Orada üç sezon oynayan efsane, 1982’de ACB şampiyonluğu yaşayıp 1983’de Dalipagic ile ikili oluşturmasına karşın, 29 gibi çok erken sayılabilecek bir yaşta hayatını tehdit edecek bir beyin tümörü vakasından dolayı basketboldan kopmak zorunda kalırken, 2001 yılında hayata gözlerini yumdu. Onun ve Dalipagic’in Real Madrid’e transferi hiç şüphe yok ki Drazen Petrovic’in İspanyol ekibine gelmesinin önünü açtı. Onu anlatmak tek bir paragrafla bitirilecek bir iş değil. Oyuncuyu tanıtıcı ayrı bir yazı kaleme alınmalı.
İLK TUĞLAYI KK BOSNA KOYMUŞTU
Partizan, Split, Kızılyıldız, Cibona Zagreb bu dört ekip Yugoslav basketbolunda öne çıkmış olabilir. 1984-1992 yıllarını kapsayan dönemde 6 Euroleague şampiyonluğunu getirseler de onlar adına Kupa 1’deki yolu açan ve ilk tuğlayı koyan takım KK Bosna’dır. Bir başka deyişle KK Bosna’nın 1979 şampiyonluğu, Yugoslavya’nın altın neslinin gelmesi adına duyulan ilk ayak seslerinden biridir.
Bu yazı Hürol Yöney tarafından yarisaha.com için hazırlanmıştır. Yugoslav basketbolu ile ilgili hazırlanmış metin için kendisine teşekkür ederiz.
Yazının orjinali için: http://www.yarisaha.com/ilk-sampiyonkk-bosna/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder