Yazan: Kadri Bahar
Twitter: @kadrijamusoski
Twitter: @kadrijamusoski
İzmir’de her göçmenin hayatının belli anlarında olmazsa olmazı tapaniler olmuştur. Kendi kültürümüz içerisinde en sevdiğim şeylerden biri düğünlerde ya da benzeri ortamlarda bu orkestradan müzik dinleyip, çaldıkları oroları (kolo-horo-halay) oynamaktır. Orkestranın mahalleye gelişi, müziğe başlamaları hep bir ritüeldir.
BİZDE ADET BÖYLEDİR...
Önce düğün günü, düğün sahibi ile kararlaştırılan saatte –hava kararmadan önce olur bu saat-orkestra mahalle yakınındaki kahvehane ya da çay ocağına gelir. Düğün evinden seçilen bayraktar orkestrayı bulundukları yerden alır (Çayların hesabını da öder). Mahalleye girmeden müzik çalınmaz en fazla enstrümanların akordu yapılır. Mahalle başında önde bayraktar, arkada orkestra 9/8 yada 2/4 ritmli şarkı çalarak düğün evine doğru hareket eder. Düğün evine gelindiğinde düğün sahibi elinde havlularla hazır bekler, düğün evinin önünde bayraktar ve tapaniler 3 tur atarlar, bu arada ev sahibi hepsine el havlusu armağan eder. Turlama bitince ilk oro için 7/8 ritmli şarkı çalmaya başlarlar. İlk şarkı düğün sahibinden ekstra bir istek gelmez ise genelde, "Od Vardara Pa do Triglava" olur. Bu genellemeye uymayan bazı durumlar da söz konusudur elbette. Aynı ritmlerde kesintisiz 3-4 şarkı çalındıktan sonra ritm hızlandırılır ve oro daha hareketli hale getirilir, orodan kopmalar başlayınca da oro sonlandırılır. Bu safha geçince orkestra yemek yemek için ev sahibi tarafından ağırlanır bu düğün evinde de olabileceği gibi, lokanta vesairede de olabilir. Havanın kararması ile orkestra tekrar düğün alanında yerini alır.
SAAT 23.00'TE ORTAK EĞLENCE
Torbeşler olarak bizlerin düğünlerinde bayanlar için ayrı müzik grubu tutulur, bu grup genelde org, saksafon ve davuldan oluşur. Tapaniler bayların bulunduğu kısımda oro ağırlıklı bazen harmandalı (Sünnet ise) bazen de roman havası (Kafalar iyice 'kıyak' olunca) çalarlar. Saat 23.00 gibi tapani grubu bayanların bulunduğu tarafa orolar eşliğinde giriş yapar ve kadınlı erkekli olarak son 1 saat tüm davetliler tapani eşliğinde eğlenir. Düğün ve sünnette bu son bir saat içinde çalınan şarkılar genelde aynıdır. Düğünde Zetosko Oro, Oğlan Oğlan, sünnette ise Harmandalı kesinlikle çalınır. Bu arada sokak düğünlerinin AB uyum sürecinde yasaklandığı güzel ülkemizde bu yasak henüz, Karşıyaka-Çiğli ve Çamdibi'ne uğramadı. Katı gelenekçi-görenekçi biz göçmenlerde bu yasağa karşı genel direniş devam ediyor. Fakat kentsel dönüşüm hamleleri ile beraber yakın zamanda sokak düğünleri ve tapani kültürünün ortadan kalkması kaçınılmaz gibi gözüküyor. Yine de bu semtlerde özellikle temmuz-ağustos ayları boyunca her sokakta en az iki yerden bu orkestraların enstrümanlarından yükselen, pesni (pjesme-halk şarkıları) orolar duyarsınız. Bir de asker eğlencelerinde bu coşkuyu yaşarsınız. Öyle ki 27 yaşında askere anca gidebilen bana da "Ya bajçe** asker eğlencesi yapmıyor musun" dediklerinde haliyle kazık kadar adam olmuş birisi olarak istememiştim ama göçmen adamın;
1- Sünnetinde
2- Askere gidişinde
3- Düğününde kapısında tapani çalınmalıdır, çalınmazsa göçmenliği deforme olur!
Yazılı olmayan anayasamızın değiştirilemez maddelerini ben pas geçsemde başkalarının geçmeyeceğini düşünemedim....
Önce düğün günü, düğün sahibi ile kararlaştırılan saatte –hava kararmadan önce olur bu saat-orkestra mahalle yakınındaki kahvehane ya da çay ocağına gelir. Düğün evinden seçilen bayraktar orkestrayı bulundukları yerden alır (Çayların hesabını da öder). Mahalleye girmeden müzik çalınmaz en fazla enstrümanların akordu yapılır. Mahalle başında önde bayraktar, arkada orkestra 9/8 yada 2/4 ritmli şarkı çalarak düğün evine doğru hareket eder. Düğün evine gelindiğinde düğün sahibi elinde havlularla hazır bekler, düğün evinin önünde bayraktar ve tapaniler 3 tur atarlar, bu arada ev sahibi hepsine el havlusu armağan eder. Turlama bitince ilk oro için 7/8 ritmli şarkı çalmaya başlarlar. İlk şarkı düğün sahibinden ekstra bir istek gelmez ise genelde, "Od Vardara Pa do Triglava" olur. Bu genellemeye uymayan bazı durumlar da söz konusudur elbette. Aynı ritmlerde kesintisiz 3-4 şarkı çalındıktan sonra ritm hızlandırılır ve oro daha hareketli hale getirilir, orodan kopmalar başlayınca da oro sonlandırılır. Bu safha geçince orkestra yemek yemek için ev sahibi tarafından ağırlanır bu düğün evinde de olabileceği gibi, lokanta vesairede de olabilir. Havanın kararması ile orkestra tekrar düğün alanında yerini alır.
SAAT 23.00'TE ORTAK EĞLENCE
Torbeşler olarak bizlerin düğünlerinde bayanlar için ayrı müzik grubu tutulur, bu grup genelde org, saksafon ve davuldan oluşur. Tapaniler bayların bulunduğu kısımda oro ağırlıklı bazen harmandalı (Sünnet ise) bazen de roman havası (Kafalar iyice 'kıyak' olunca) çalarlar. Saat 23.00 gibi tapani grubu bayanların bulunduğu tarafa orolar eşliğinde giriş yapar ve kadınlı erkekli olarak son 1 saat tüm davetliler tapani eşliğinde eğlenir. Düğün ve sünnette bu son bir saat içinde çalınan şarkılar genelde aynıdır. Düğünde Zetosko Oro, Oğlan Oğlan, sünnette ise Harmandalı kesinlikle çalınır. Bu arada sokak düğünlerinin AB uyum sürecinde yasaklandığı güzel ülkemizde bu yasak henüz, Karşıyaka-Çiğli ve Çamdibi'ne uğramadı. Katı gelenekçi-görenekçi biz göçmenlerde bu yasağa karşı genel direniş devam ediyor. Fakat kentsel dönüşüm hamleleri ile beraber yakın zamanda sokak düğünleri ve tapani kültürünün ortadan kalkması kaçınılmaz gibi gözüküyor. Yine de bu semtlerde özellikle temmuz-ağustos ayları boyunca her sokakta en az iki yerden bu orkestraların enstrümanlarından yükselen, pesni (pjesme-halk şarkıları) orolar duyarsınız. Bir de asker eğlencelerinde bu coşkuyu yaşarsınız. Öyle ki 27 yaşında askere anca gidebilen bana da "Ya bajçe** asker eğlencesi yapmıyor musun" dediklerinde haliyle kazık kadar adam olmuş birisi olarak istememiştim ama göçmen adamın;
1- Sünnetinde
2- Askere gidişinde
3- Düğününde kapısında tapani çalınmalıdır, çalınmazsa göçmenliği deforme olur!
Yazılı olmayan anayasamızın değiştirilemez maddelerini ben pas geçsemde başkalarının geçmeyeceğini düşünemedim....
BİZDE HÜZÜN DE BİR ADET...
Evde tüm aile bireyleri, dostlar, müstakbel eşim, yakın aile dostları otururken uzaklardan, "Od Vardara Pado Triglava"yı duyunca gözlerim kızarmaya başladı. Tarifi olmayan bir sürpriz yaşadım. Ev bir anda hareketlendi, herkes önce bahçeye sonra da oronun an be an büyümesinden dolayı yetersiz kalan bahçemizi aşıp yola doğru geçti. Final de evin içine doğru içi su dolu üstüne zeleni (yeşillik) konmuş testiyi tekme ile kırıp, içindeki sudan bir yudum içip, üzerinize biraz su serpildikten sonra "Alla emanet" ("H" harfi biz Makedonyalılarda büyük sorun) denilip yolcu edildim...
SİZİ DE YOLCU EDİP, KARŞILASINLAR...
İzmir'in Karşıyakası'nda, diğer göçmen semtlerinde zoraki gurbete gidişlerinizde de, düğün&derneklerinizde de, eve döndüğünüzde de kapınızda hep sizi tapaniler, sevdiğiniz pesnilerle karşılasın. Düğünlerin ilk şarkısı, askerin yolcu şarkısı hep Vardar'la başlasın Triglava'yla sonlansın... Bu yazıyı yazarken tapani videoları tararken 1985’e ait bir sünnet videosuna denk geldim. Biraz nostalji, biraz eğlence:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder