POLİSLER AYRILDI VE...
Savaşın patlak vereceğini bir süre öncesinden tahmin eden Çedomir Domuz, 30 kişilik bir ekip toplar çevresine, hepsi de gerçekten güvendiği adamlardır... Savaş başlayınca, Saraybosna'daki polisler de etnik kökenlerine göre ayrılır. Ancak Çedomir Domuz -soyadının bizdeki Domuz'la bir bağlantısı yok. Bosna'da bu sadece bir isimdir. Boşnakça'da domuz, svinja şeklinde söylenir- Sırp kökenli olsa da, Müslüman Boşnakların, yani onun bakış açısı ve değerlendirmesiyle saldırı altında olan Bosna halkının yanında yer alacaktır.
Saraybosna çevresindeki İgman Dağı'na ekibi ile çıkan Çedomir, 42 ay devam eden kuşatma boyunca şehri savunmaya çabalar. Dağda Sırp cephesini yarıp, şehre mühimmat ve yiyecek yardımı yapılmasını sağlar. Arkadaşı Adnan ile ölürlerse dağda yan yana gömülmek için sözleşirler ve vasiyet yazarlar. Çedomir, bir temmuz ayında vurulur. Gömülmeyi vasiyet ettiği yer Sırpların elindedir.
ADNAN'LA YAN YANA GÖMÜLDÜ
Dostları gizlice Sırpların elinde olan topraklara geçip Çedomir'in naaşını defneder. 5 ay sonra da dostu Adnan şehit düşer. Adnan'ın naaşı, Bayramiç'teki şehitliğe gömülür. Ancak not defteri arasında Çedomir ile vasiyeti bulunur ve mezarı İgman Dağı'na, Çedomir Domuz'un yanına alınır. Bosna Hersek’te herkes Çedomir'in şehadetine inanıyor. Eşi Vesna Hanım, Müslüman olduktan sonra eşinin mezarında ne okuyacağını düşünür. Rüyasında onu tabutunun içinde ellerini ağzına kapatmış bir durumda görür. Danıştığı bir cami hocası bu rüyayı, kelime-i şehadeti diliyle söylememiş olsa bile eşinin şehit olduğu şeklinde yorumlar...
BİR KOMUTANDAN ARMAĞAN...
Boynunda komutanının savaş sırasında kendisine verdiği Ayetel Kürsi, yaşlı bir teyzenin verdiği tesbih ve kendi taşıdığı haçla birlikte savaşırmış Çedomir Domuz... Saraybosna'da İgman Dağı'ndaki mezarında da işte o şekilde çekilmiş bir fotoğrafı var Çedormir'in... Bu çarpıcı yaşanmışlık, insanların hangi şartlarda yaşarlarsa yaşasınlar, hangi inanca veya ırka mensup olurlarsa olsunlar, vatanlarına olan bağlılığını açıkça gözler önüne seriyor. Çedormi ve nicelerinin hikayelerinde tekrar bir araya gelmek dileğiyle... NOT: Yazının belli bölümlerinde Ailem Dergisi'nden alıntılar yapılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder