Twitter: @fsabovic
Saraybosna'nın incisi Başçarşı'nın Veliki Çurçiluk Caddesi üzerinde yer alan 'Magaza' adlı dükkanında mütevazı bir dünya yıldızı; Edin Dervişhalidoviç. Nam-ı diğer Dino Merlin...
Bosna'dan çıkıp, önce Yugoslavya, sonra Avrupa ve dünyaya ilham veren bir sanatçı. Ama halkın arasına karışıp, insanlarla birebir diyaloğa girip, içindeki yaşama sevincini onlara aşılayacak kadar yüce bir karakter...
DÜKKANDA BULAMAYINCA...
Saraybosna gezim esnasında ilk etapta, yüz yüze görüşmek için can attığım, şarkılarıyla büyüdüğüm Dino Merlin'in dükkanını buldum. Müzik aletleri, Saraybosna ve Bosna Hersek'e dair pek çok hediyelik ile özel 'Dino Merlin ürünleri'nin satıldığı Magaza'ya ilk gittiğimde, Edin Dervişhalidoviç'i bulamadım. Bunun sebebi ise, Koşevo'da vereceği konser için provalarını yapıyor olmasıydı.
İNSAN SEVGİSİ, HERKESİ ETKİLİYOR
Günün erken saatlerinde dükkanına uğrayan, daha sonra provalarına giden Dino Merlin, çevre halkla et-tırnak düzeyinde olan ilişkisini turistlere de sirayet ettiriyor.
Saraybosna'daki ikinci günümde, bir kez daha şansımı denemek istedim ve içimden bir his beni Magaza'ya doğru yöneltti. Kendi kendime, "Tam dükkanın kapısında karşına çıkacak" dediğim Dino Merlin, tam da tahmin ettiğim gibi dükkan kapısında karşıma çıkıverdi...
"SARAYBOSNAMA HOŞ GELDİN"
Güler yüzüyle beni karşılayan Dino Merlin'e, Türkiye'den geldiğimi ve gazeteci olduğumu söyledim. "Sizin şarkılarınızla büyüdüm, bir gün sizinle tanışmak en büyük hayalimdi" dediğimde ise, yüzünde sanki yeni meşhur olan bir sanatçının, ilk hayranından duyduğu iltifata müteşekkir olan bir tebessüm canlandı.
"Saraybosnama hoş geldiniz" oldu ilk cümlesi... "Sizin gibi genç bir gazeteci kardeşimle tanışmak beni çok mutlu etti" diye de ekledi. Konseri için provaya gitmekte olduğunu belirtti. Ben de çok vaktini almak istemediğimi söyledim.
"ENERJİMİ SEVENLERİMDEN ALIYORUM"
Yüzünden gülümseme bir an eksik olmayan Dino Merlin, kapıdan geri dönüp beni dükkanına davet etti hemen... Bir gün görüşmeyi hayal ettiğiniz hiçbir insan onun kadar misafirperver ve içten olamaz, bunun üzerine bahse bile girebilirim!
Bana hediyeler vermek istediğini söylese de, kendisine nazikçe teşekkür ettim ve onunla görüşmenin yeterli olacağını söyledim.
Türkiye'deki büyük hayran kitlesinden bahsettiğimde, "Hepsini öyle çok seviyorum ki bilemezsiniz. Bana hem Türkiye'deki, hem de dünyadaki sevenlerim ilham veriyor. Onlar olmasaydı, işim çok zor olurdu. Ama şimdi enerjimi onlardan alıyorum" diyor...
"TÜRKİYE'NİN YERİ APAYRI"
Çalışanları da, kendisi gibi içten ve samimi... "Çok yoğun bir tempodayım. Koşevo'da vereceğim konser, beni ilk konserimmiş gibi heyecanlandırıyor" çıkışı geliyor Dino Merlin'den, "Konserinizle ilgili hisleriniz nedir" diye sorduğumda...
"Türkiye'yi çok seviyorum. Türkiye'nin, dünya coğrafyasında ve Doğu-Batı arasındaki konumu çok önemli. Umarım bu yerini daima korur, hep güçlenir. Kültürlerimiz, tarihi bağlantılarımızdan dolayı çok yakın. Türkiye'de verdiğim konserlerin, yaptığım gezilerin bendeki yeri apayrıdır. İstanbul'a hayranım" şeklinde devam ediyor sözlerine...
"YOLUNUZ DÜŞERSE, HER ZAMAN BEKLERİM"
Telaşı, sürekli çalan telefonu, Başçarşı'da birlikte arabasına doğru yürürken ona olan ilgi, ister istemez bende çok daha büyük bir hayranlık uyandırıyor. Hiç kimsenin isteğini geri çevirmeden, sevenleriyle birlikte sürekli fotoğraf çekiliyor. Hepsi, hayranlarıyla çekildiği ilk kare sanki... Bu güzel insan beni, "Hayatında her zaman mutluluklar dilerim. Bir gün Saraybosna'ya tekrar yolun düşerse -ki düşecektir- seni hep dükkanıma ve Başçarşı'ya bekliyorum" sözleriyle uğurluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder