Yazan: Fatih Šabović
Twitter: @fsabovic
Hürriyet Gazetesi’nde meslek hayatıma başladığımdan bu yana tanışma fırsatı bulduğum Süleyman Arat Ağabeyim ile her zamanki sohbetlerimizden birini gerçekleştirdik. Yokuş Yukarı adlı kitabında yaşamı ve gazetecilik maceralarını kaleme alan Süleyman Ağabey, Bosna Savaşı’nda Saraybosna’ya gitmiş bir muhabir olarak…
Ben de o bölümü kitabından blog’a uygun olacak boyutlarda alıntılayıp paylaşmak istedim... Detaylar için Yokuş Yukarı'yı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
MÜNİRE ACIM VE ALİ KOÇAK İÇİN...
- 1995'te, Bosna Hersek'teki savaşı Hürriyet Gazetesi adına bölgede izleyen muhabirimiz Münire Acım ve Anadolu Ajansı muhabiri Ali Koçak, Sırp askerlerinin eline esir düşmüştü. Sırplar, Münire ve Ali’nin serbest bırakılması karşılığında tutuklu 2 Sırp askerinin serbest bırakılmasını şart koştu. Hürriyet yönetimi görevli elemanının güvenliği hakkında ciddi kaygılar taşıdığı için bölgeye güçlü bir kadro yollayacaktı.
- Savaş tam bitmediği için Zagreb üzerinden Saraybosna'ya geçtik. Uçaktan indiğimizde askeri yetkili eğilerek hızlı bir şekilde duvarın arkasına doğru koşmamızı istedi. Koşarak belirtilen duvara ulaştığımız sırada patlamalar ve silah sesleri vardı.
MERMİLERİN ALTINDAN, HOÇİÇ'İN KÖFTECİSİNE...
- Askerlerin aracılığı ile geçtiğimiz Saraybosna'nın merkezinde, önce Holiday İnn, sonra Minerva Oteli'ne geçtik. Sniper ateşi altındaki sokaklarda Galatasaray’ın eski santraforu gol kralı Tarık Hoçiç’in köftecisine gittim. İstanbul’dan geldiğimi söyleyince sarılıp kucaklaştık. Beni en etkileyen detaylardan biri 1984'te Dünya Kış Olimpiyatları’nın açılışının yapıldığı alanın savaşta ölenlerin gömüldüğü mezarlık haline dönüşmesiydi. Buraya gitmek istediğimi belirtince Hoçiç’ten ilginç bir soru geldi “Niçin gideceksin. Yoksa sen de orada yatmak mı istiyorsun? Yüzde 90 ihtimalle öldürüleceğini biliyor musun?"
KAHRAMAN BOŞNAK BİRLİĞİ İLE SOHBET...
- Hoçiç bana savaş boyunca Saraybosna’ya hayat veren Yaşam Tüneli’nin sonunda 100 kişilik birliğin konuşlandığını ve bu birliğin savaşta büyük işler başardığı için Devlet Başkanı Alija İzetbegoviç tarafından kahramanlık madalyasıyla onurlandırıldığını belirtti. Hoçiç’in önerdiği bir Saraybosnalı esnafla 800 metrelik Yaşam Tüneli’nden geçerek bu birliğe ulaştım. Saçları sakalları birbirine karışmış bu askerler bana yaşadıkları bazı çatışmaları anlattılar ve kahramanlık madalyalarını gösterdiler.
'SİZİ İPEK KAYTANLA ASACAĞIZ!'
- Akşam karanlıktan faydalanıp otele döndüm, ertesi gün Sırplar arkadaşlarımız Münire Acım ve Ali Koçak’ı BM askerlerine teslim etmişti. Özlem dolu sarılmalardan sonra Münire ve Ali yaşadıklarını anlattılar. Sırplar iki arkadaşımızı sürekli olarak, “Bize Osmanlı’dan miras kalan ipek kaytanla sizi asacağız. İşte o zaman Sırplarla savaşmanın ne demek olduğunu anlayacaksınız” sözleriyle gözdağı vermişler.
- Özgür kalan iki arkadaşımızı o gün Bosna Hersek Devlet Başkanı Alija İzetbegoviç kabul etti. Aynı gün arkadaşlarımızın iki Sırp tutukluyla takas edildiğini öğrendik. O gece Minerva Oteli’nde Münire ve Ali’nin kurtulması şerefine otel görevlisi bir kadının yaptığı pizzalar ile bir parti verdik. 2,5 aydır musluklardan su akmayan, yıllardır halkın bir somun ekmeğine büyük paralar ödeyerek elde ettiği Saraybosna’da yaptığımız pizza partisi çok eğlenceli geçti.
TÜRK BİRLİĞİ İLE KAVUŞTUK
- Ertesi gün Türkiye’ye dönmek için hazırlıklar yapıldı ve üç minibüs halinde İgman Dağları üzerinden Split’e ulaşmak, oradan da Zagreb’e geçmek için yola çıktık. Biz minibüsle Saraybosna’yı çıktım ama Münire ve Ali kendilerine Sırp keskin nişancıların ateş edilebileceğini düşünerek Yaşam Tüneli’nden geçti.
- İlk hedef noktamız Türk Askeri Birliği'nin konuşlandığı Zenica’ydı. Dağ yollarında ilerlerken bombalanmış köylerden geçtik. Çok sayıda yıkılmış minare ve yanmış ev gördük. Zenica'da Türk taburu bizi içten bir şekilde karşıladı. Sonra Zagreb üzerinden bizi bekleyen özel uçakla Türkiye'ye döndük ve maceramız mutlu sonla bitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder